Kronik dehidrasyon, vücuttan uzun bir süre boyunca sadece aşırı su kaybı değil, aynı zamanda elektrolit ve hayati minerallerin kaybıdır.
Hidrasyon, insan vücudu için basit ama çok önemli bir kavramdır. Kendini nemlendirmenin önemi, sağlıklı bir yaşam tarzının hayati bir parçası olarak defalarca vurgulanmıştır. Bazı uzmanlar, kadınlar için 16 bardak (3,5 litre), erkekler için 11 (2,5 litre) su içilmesini önermektedir. Ancak, muhtemelen çok temel bir kavram olduğu için, çoğu zaman o bardak suyu almayı unutur ve sık sık içmeye başlarız. Bu genellikle dehidrasyona yol açar. Dehidrasyon uzun bir süre boyunca meydana geldiğinde ve bir kişi bir günde kaybettiği su miktarına kıyasla daha az nemlendirici sıvı alıyorsa, kronik dehidrasyona yol açar.
Kronik Dehidrasyonun İnsan Vücuduna Etkisi:
Kronik dehidrasyon, vücuttan uzun bir süre boyunca sadece aşırı su kaybı değil, aynı zamanda elektrolit ve hayati minerallerin kaybıdır. Uygun bir su, elektrolit ve mineral dengesi vücudumuzun düzgün çalışmasına yardımcı olur ve su tüketimi yetersiz olduğunda, kas krampları, yorgunluk, baş dönmesi, beyin sisi ve diğerleri gibi yaygın ancak kalıcı sorunlara neden olabilir. Bu kendini aşırı efor, ishal, kusma, grip ve hatta bilinç kaybı şeklinde gösterir. Ayrıca vücut ısısını kontrol etme, böbrekler yoluyla atıkların atılması, sağlıklı bir metabolizmanın sürdürülmesi ve kan basıncının düzenlenmesi gibi çeşitli işlevleri de olumsuz etkileyebilir.
Kronik Dehidrasyon Belirtileri:
Kronik dehidrasyona en duyarlı kişiler diyabet gibi bir hastalıkla mücadele edenler, aktif sporcular ve sıvı tüketemeyecek kadar genç veya yaşlı olanlardır. Aşırı sıvı kaybı veya sıvı eksikliği nedeniyle, vücut sadece hidrasyonu değil, aynı zamanda gerekli elektrolit, vitamin ve mineral alımını da kaybeder. Kronik dehidrasyonu başarılı bir şekilde tedavi etmek için, öncelikle vücudumuzun susuz kaldığında bize verdiği sinyalleri tanımak önemlidir.
1. Ağız kuruluğu ve/veya ağız kokusu:
Tükürük bezlerimiz birkaç antibakteriyel madde üretir. Bununla birlikte, susuz kaldığımızda, bakteri üremesine ve ağız kokusuna neden olan tükürük üretmeyi durdurur. Tükürük eksikliği ayrıca ağızda kuruluk ve çatlamış dudaklara neden olur.
2. Kuru veya kızarmış cilt:
Dehidrasyon, ciltte kuruluğa veya kızarıklığa neden olabilecek elastikiyet ve nem kaybına neden olur.
3. Açlık sancıları:
Hidrasyon eksikliği genellikle karaciğer gibi bazı organlar tarafından enerji eksikliği olarak algılanır ve bize sıklıkla açlık sancıları sandığımızın sinyallerini gönderir. Bu nedenle, bir dahaki sefere cips veya çikolata için can attığınızda, bunun yerine elektrolitlerle dolu nemlendirici bir içecek tercih edin.
4. Migren veya şiddetli baş ağrıları:
Gün boyunca kendimizi nemlendirmeyi özlediğimizde, beynimiz kafatasından uzaklaşarak dehidrasyon baş ağrılarına ve hatta kronik dehidrasyon durumunda migrene neden olur.
5. İdrar kontrolü:
Koyu sarı renkli idrar, vücudunuzun yeterli miktarda hidrasyon almadığının bir uyarı işaretidir.
Kronik Dehidrasyonu Tedavi Etmek
Kronik dehidrasyonu tedavi etmenin veya daha da iyisi, önlemenin en basit ama etkili yolu, süreci tersine çevirmek ve vücudun aldığı kaybı hızlı bir şekilde yenilemektir. Bu, sadece su içmenin yeterli olmayacağı anlamına gelir. Diyetinize potasyum, magnezyum, kalsiyum, sodyum ve klorür gibi mineraller, vitaminler ve elektrolitlerle dolu sıvıları dahil etmeniz gerekir. Tercihen şeker oranı düşük, elektrolit açısından zengin içecekleri düzenli olarak yudumlamak için yeniden doldurulabilir şişeler bulundurmak dehidrasyonu uzak tutmanıza yardımcı olacaktır. Buna ek olarak, cips ve meşrubat paketlerini taze kesilmiş meyveler, smoothie'ler, kuruyemişler ve kuru meyveler, filizler ve vücudunuzu lif ve besinlerle şarj edecek diğer sağlıklı seçeneklerle değiştirin.
Hidrasyonun önemi asla abartılamaz. Hayatımızın ve vücudumuzun verimli bir şekilde devam etmesini sağlayan en hayati şeydir ve sadece kendimizi sulu tutmamızı sağlayarak sayısız koşuldan kaçınabiliriz.
Covid-19 dünyayı kasıp kavururken ve şu ana kadar var olduğumuz sistemleri tamamen yeniden düzenlemeyi üstlenirken, hepimize 'Sağlık Zenginliktir' özdeyişi açıkça hatırlatıldı. Bugün, spot ışığı bağışıklığımıza parlatarak vücudumuza pandemiye karşı en iyi mücadele şansını vermemiz her zamankinden daha önemli. Sağlıklı alışkanlıkları birleştirmek ve uygulamaları takip etmek bir disiplin meselesidir ve bu son derece önem kazanmıştır. Sağlıklı, iyilik dolu bir yaşam için o şişe suyu kapın.