Yemek yeme hayatın devamı için bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın fizyolojik açlık veya duygusal temelli açlık olup olmadığını belirlemek önemlidir.
Fiziksel ve duygusal açlık belirtileri farklıdır. Fizyolojik olarak meydana gelen açlık bedenin bir tepkisidir ve yemek yedikten birkaç saat sonra yavaş yavaş ortaya çıkar. Midede bir kazınma ve burukluk olmakta, beraberinde kan şekeri düşebilmektedir. Birey yemek yediği sürece doygunluk hissine ulaşmaktadır. Besinlerin verdiği hazza göre yemek duygusal açlığı meydana getirmektedir.
Duygusal açlık; fizyolojik gereksinimlerin aksine, tokken dahi, olumlu ve olumsuz duyguları ile beslenmeyi başlatabilen dolayısıyla yemek ihtiyacını belirlemede rol oynayan açlık hissi olarak tanımlanabilir. Aniden başlar, açlık tokluk kavramlarından oldukça uzaktır. Kişi bu anda ne bulursa yiyebilir ve genelde tercih ettiği besinlerin enerjisi yüksektir. Yeme eylemi bittikten sonra dahi duygularıyla baş edebilmek için yeme eylemini sürdürür. Doygunluk hissini fark edemediğinden tüketilen yiyeceklerin ardından suçluluk ve utanç duygusu yaşamaya başlar.
Duygusal yeme davranışı temelinde konfor aramak vardır. Öğrenme teorisine göre yeme davranışı yaşanan duygunun şiddetini azaltır. Bu şekilde olumsuz duygu ile karşılaştığında kişi bunu önceden tecrübe etmişse tekrarlamak ister.
Yeme davranışını etkileyen birçok etmenden biri de; duygusal tetikleyicilerdir. Duygusal yeme bir yeme bozukluğu değil yeme davranış modelidir. Fakat doğurduğu sonuçlar ile farklı yeme bozukluklarının habercisi olabilir. Bu davranış mevcut psikolojik durumunuzla ilgili sinyal veriyor olabilir. Bu durumda mutlaka bir beslenme uzmanı ve psikolog ile çalışılmalı, duygusal yeme anlarındaki besin tercihleri, duygular ve sebepleri üzerinden yol alınmalıdır.
Umarım bu bilgiler faydalı olmuştur, güzel bir gün olsun.
Uzman Diyetisyen İrem Solak
İnstagram Adresim
Facebook Adresim
Twitter Adresim
